20 Şubat 2015 Cuma

BEYAZ SAYFAMIZ İSMAİL KARTAL…


Hayatta, radikal kararlar alıp yeni bir beyaz sayfa açmak her zaman çok zordur, hele ki eski kağıdın üstünde başarılar varsa. Ama bazen ne pahasına olursa olsun o yeni sayfayı açmak gereklidir maalesef. İşte bu sezon başında da Fenerbahçe Yönetimi, Futbol Takımında, böyle bir beyaz sayfa açma gerekliliğini gördü ve takımını açık ara şampiyon yapmış hocasını gönderme kararı aldı. Taraflar kırılmasın diye de nedenini basınla açık açık paylaşmama yolunu tercih etti. Bu da doğal olarak eleştirilerin artmasına sebep oldu çünkü gönderdiği hocanın karnesi çok iyiydi ve takımını şampiyon yaptığı gibi, göze hoş gelen bir futbol oynamasını da sağlamıştı. Ancak kararı alanlarında geçerli sebepleri vardı elbet. Daha sonra herkes yeni hocayı Kaf Dağında arar olmuştu. Dünyaca ünlü isimlerin adı ortaya atılıyordu, ancak Fenerbahçe Yönetiminin uygun gördüğü isim, herkesin beklentilerinden çok farklı oldu. Uzaklardan beklenen Hoca Fenerbahçe’nin kendi bünyesinden çıktı ve takımın başına getirildi. Bu da futbol bilgisi hafta sonu eğlencesinden öteye gitmeyen kişiler ve sansasyonla beslenen medya tarafından hayalkırıklığıyla karşılandı. Ancak yıllarını Fenerbahçe’ye vermiş, tribünlerde zaman geçirmiş kişiler bu seçimden hiçte mutsuz değildi. Çünkü İsmail Kartal’ı çok iyi tanıyor ve biliyorlardı.

İsmail Hoca, futbolculuk hayatıyla birlikte Fenerbahçe’nin içinde yeralmaya başlamış, günümüze kadar ki takımın hemen hemen bütün başarılarında payı olan bir kişidir. Futbolculukla başlayan serüveni, Teknik Direktörlük makamına gelene kadar hemen hemen her görevde çalışarak devam etmiştir. Sözün özü basamakları kulübün içinde bir bir çıkarak bu göreve gelmiştir. Diğer yere göğe sığdırılamayan piyasa hocalarından tek eksiği, kendisinin reklamını yapma gereği duymaması, sadece işine konsantre olmasıdır, ama fazlası ise daha çoktur. Mesela Fenerbahçe sevgisi, kulübün dinamiklerini hepsinden iyi bilmesi, insani ilişkilerinde ki başarısı ve teknik bilgileri bir çok benim diyen hocadan daha fazladır. Uyumlu bir insan olması da işin cabası. 

İsmail Kartal takımın başına geldiğinde kendisi de farkındaydı, ne tür eleştirilere göğüs germesi gerektiğinin, işler kötü gittiğinde üzerinde yaratılacak baskının ağırlının ve sürekli birileriyle kıyaslanacağının. Bunların hepsiyle de karşı karşıya kaldı zaman zaman. Ama hiç duruşundan ödün vermedi yinede. Kötü sonuçlar sonrasında takımının arkasında durdu, sorumluluğu üstlendi, iyi sonuçlarda ise o başarının mimarı olarak takımını gösterdi. Hiç bir oyuncusunu yarı yolda bırakmadı, hepsine sahip çıktı. Ve bir bir hepsini takıma fayda sağlar hale getirdi. Kaybolmak üzere dostluk bağlarını tekrar kuvvetlendirdi. Ve ilk günden itibaren, bilgi birikimiyle takımının saygısını da kazandı. Ve bu sayede beklenen başarıya sağlam adımlarla ilerlerken, göze hoş gelen ve istenen futbol kalitesini de yakaladı İsmail Kartal önderliğinde futbol takımımız. 


Sözün özü, büyük bir karar alıp uygulamaya koyan Yönetimimizin, bir kez daha ne kadar doğru bir adım attığını takımın yükselen grafiğiyle birlikte herkes yavaş yavaş görmeye başladı. İsmail Kartal Hocamızın bu takıma verebileceklerini gördükçe de açıkçası heyecanlanmıyor değilim. Bir sezonun ilk yarısı bitmeden takımı istenilen düzeye getirebilmesi, hemde dışardan gelen ağır baskıya rağmen çok büyük bir başarı. Bu sebeple Hocamızın ve Takımımızın yıpranmaması adına biz taraftarların da şampiyonluk yolunda büyük destek olmamız gerekiyor. Destek olalım ki 4. yıldız dedikleri aslında bizim çoktan sahip olduğumuz o Şampiyonluk sayısına kağıt üstünde de kavuşalım. Ve bir kumpasa daha kurban gitmezsek, gelecek yıl Avrupa’da hedeflerimize daha emin adımlarla yürümeye kaldığımız yerden devam edelim. Yeter ki biz Hocamıza ve Takımımıza güvenelim, onların bizim rüzgarımızla, ulaşamayacakları başarı yok…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder