18 Ekim 2012 Perşembe

AR DAMARSIZLAR


Nasıl bir nefrettir, nasıl bir hırsdır bu anlamıyorum. Hergün yeni bir oyun, yeni bir iftira ve düşünülmeden atılan nifak tohumları. Gayesi nedir, neye hizmet eder bu hareketler gerçekten çok merak ediyorum. Amaç Fenerbahçe’yi bitirmekse, başarılı olmaları halinde ellerine ne geçecek, bundan kim ne menfaat elde edecek onu da çözemiyorum. Düşünüyorum bulamıyorum. Fenerbahçe yok olursa, rakipleri neler kaybeder, medya nasıl para kazanır, insanların morali ne durumda olur hiç düşünmüyorlarmı? Herkesin bundan zarar göreceğini  bilmemek kör cahillik değil mi?  Peki o zaman amacı ne televizyonlarda kin kusan, iftira üstüne iftira atan bu ar damarsızların? Başkana mı garezleri, hocaya mı, sporculara mı, yoksa Fenerbahçe taraftarına mı? Belki vardır bir kuyruk acıları veya maddi çıkarları. Bu da birgün ortaya çıkar elbet. 

3 Temmuz gününden itibaren oynadıkları oyunlarda  çoğunlukla sükut-u hayale uğradılar. Her yalanları birbir ortaya çıktı ve çıkmaya devam ediyor. Dışardan yıkamayacaklarını, Fenerbahçe’nin ne kadar büyük olduğunu yaşayarak gördüler. Ve taktik değiştirip, Fenerbahçe’yi yumuşak karnından, yani Fenerbahçe taraftarının sevgisi üstünden vurmakta karar kıldılar. Yeni hedef Fenerbahçe’yi içten yıkmak oldu. Görevi üstlenenlerde medyamızda ki malum ar damarsızlar.

İlk hedef Alex De Souza üzerinden Fenerbahçe taraftarını bölmekti. Kısmen başarılı olduklarını düşünseler de Alex’in adamlığı karşısında umdukları etkiyi yaratamadılar. Alex sevgisini haykıran binlerce kişinin arasına provakatörler yerleştirdiler, Fenerium ürünü yaktırttılar olmadı, Fenerbahçe kafilesinde ki futbolcuların moralini bozmak pahasına organizasyonlar düzenlediler o da olmadı. Alex’i doldurdular belki basın toplantısında bir iki laf söyler ortalık karışır diye o da olmadı. Giderken, artık Fenerbahçe’nin 12 numarasıyım, bir gün de jübilemi burda yapmak isterim diyip gitti Büyük Kaptan! Bu da tabiri caizse hepsine kapak oldu.

Ar damarsızlar Alex’le vurdular, sarsıldık bu doğru, ama yıkamadılar. Bunun şaşkınlığı içinde şimdi sokak sokak gezmeye başladılar. Ne mi arıyorlar sokaklarda? Fenerbahçe’den o veya bu sebeple gönderilmiş kişilerin arasında helal süt emmemiş kişileri. Onlara, yalvar yakar Fenerbahçe, Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman hakkında iftiralar, yalan yanlış hikayeler söylettirmeye çalışıyorlar. Şimdi ki yeni trend bu. Salla yöneticilere, ayır etle tırnağı. Dikkat ederseniz bu oyunların içinde olanlar hep aynı simalar, televizyondaki aynı yüzler. Hani şu Başkanın gelişiyle mamaları kesilen malum kişiler. Ama uğraşları boşa, yine kazanamayacaklar, yine ellerine yüzlerine bulaştıracaklar.

Bir sözüm de, o ar damarsızlara. Sizin içinizdeki nefret sevginizin insanlığınızın önüne geçmiş. Umarım birgün kendi nefretiniz içinde boğulmazsınız ve iftiralarınız geri dönüp başkalarına yaşatmak istediklerinizi size yaşatmaz. Bunu istemem, çünkü sizler kadar nefret yüklü değilim. Ama iyi bilin ki, kanunlar birgün sizler içinde işleycek, o gün gelmeden kendi vicdanınızla hesaplaşmayı deneyin. Belki anlarsınız neyin içinde olduğunuzu ve azıcık içiniz sızlar. Çok umudum yok bundan ama Fenerbahçe’yi yıkamayacağınızı çok iyi biliyorum. Çünkü milyonlar gibi ben de Fenerbahçe’yim ve camiama inancım sizin iftiralarınızdan katbekat daha fazla. Adaletin tecelli etmesini sabırsızlıkla beklerken asla teslim olmayacağım ve Fenerbahçe’mi size yem etmeyeceğim. Etle tırnağı ayıramayacaksınız bunu böyle bilin.

Son olarak Alex De Souza’ya da bir iki kelam etmek istiyorum. Yolun açık olsun Büyük Kaptan. Birgün Türkiye’ye geldiğinde evinin kapısını sonuna kadar açacak milyonlarca kişiden biri de benim. Yaptıkların için sonsuz teşekkürler. Seni ve aileni çok seviyoruz. Birgün buluşmak dileğiyle.