21 Mart 2013 Perşembe

SUPERMAN OLMAK LAZIM...


Gün geçmiyor ki yeni bir ceza gelmesin Fenerbahçe’mize. Sahada, masa başında, Avrupa’da, Türkiye’de hiç farketmiyor. Nedendir bilinmez cezanın en babası, kimseye kesilmemiş olanı, hatta kanun kural dinlemeyeni hep Fenerbahçe’ye kesiliyor. Stadın dışından atılan meşalelerden bir tanesi sahaya düşüyor, Fenerbahçe’li sorumlular Superman olup uçup tutamadı o meşaleyi diye sahamız kapanıyor. Rakip takım oyuncusu hakeme “Lan” diyor, ordan geçen Caner’e 3 maç ceza geliyor, kaldı ki rakip oyuncu suçunu itiraf etsede, rakiplerin cezalarını ertelemekle bizzat görevli olan Tahkim Kurulu, bu durumu görmezden gelebiliyor. Verilmeyen bariz goller, saçma ofsaytlar ve kulüp yöneticilerimizin bu duruma haklı serzenişine verilen cezalarda işin cabası. Ama herseye rağmen Fenerbahçe yoluna emin adımlarla devam ediyor, hem de yarıştığı her kulvarda.

Aslında saha içinde ki hakem katliamlarına pekte yabancı değiliz. Bu yüzden her sene onlarca puan kaybımız olur, hatta son maçta şampiyonluk kaçırmışlığımız bile vardır. Ancak günümüz teknolojisiyle işin nasıl çığırından çıktığınıda görmemek elde değil. Bu zamana kadar, topa vurulan bir darbenin, futbolcuya azıcık temasıyla, belki sadece faul olan bir pozisyonda oyuncularımızın kırmızı kartla oyundan atıldığını çok gördük. Hakem hatası deyip geçiştirdiler. Ama hakemlerin aleniyen yanlış rapor yazdığı ve olmayanı olmuş gibi gösterdiğine bu sene ilk defa tanık oluyoruz. Aynı şey bazı rakipler içinde geçerli. Önceden Fenerbahçe’ye karşı kaybedince masumane(!) bir şekilde dış faktörlere sığınan rakip yöneticiler, teknik ekipler ve futbolcularda çığrından çıkmış vaziyetteler. Koridorlarda, sahalarda küfürler edildi iftiralarıyla kamuoyunu günlerce oyalayıp, Fenerbahçe’ye ceza yedirme derdine düşmüş durumdalar. Allah’tan polis kameraları, ağız okunabilen teknolojik aletler varda, her yalan birbir ortaya çıkıyor. Tabi bu yalanları arada sırada bazı ceza kurulları da görebilse fena olmayacak. Ama onlar 3 maymun misali, gerçekleri görmüyorlar, duymuyorlar ve söylemiyorlar. Böylelikle vermeleri istenen cezaları sorgusuz sualsiz uygulayabiliyorlar. Bu da Türk sporunda bu senenin trendini otomatikman gözler önüne seriyor. “İFTİRA” 

Bir de işin Avrupa kısmı var. Nedendir bilinmez UEFA’nın ve bazı kurumlarının da bir husumeti var Fenerbahçe’ye. Hemen hemen bütün Avrupa maçlarında meşale yakıldığını görebiliyoruz. Bu gibi durumlarda UEFA, buna sebep olanlara para cezası veriyor, ancak konu Fenerbahçe olunca, nedense cezalar katlanarak veriliyor. Mesela bir deplasman maçı sonrası, yine bir meşale yakma olayından Fenerbahçe’ye saha kapatma cezası gelmesi, üstüne seyircisiz maçta anayoldan, işaret fişeği atılması üzerine, ki kulübün anayolu kapatma gibi bir yaptırımı olamaz, bir kez daha aynı ceza verilmesi, hatta tekrarı halinde kupalardan men edilme kararı verilmesi gerçekten pek adil gözükmüyor. Sebebi 3 Temmuz sonrasında oynanan oyunların bozulması ve UEFA içinden bazılarının da böylelikle ifşa olması mı, yoksa bu ceza veren, cezayı onayan ve denetleyen kurumların içindeki kişilerin Türkiye’deki rakiplerimizin eski ve kadim dostlarınında olmasımı bilinmez, ama UEFA’ya bile alınmaz denen bir kulübün UEFA’yı alması gerçekten birilerini çok ürkütüyor diye düşünüyorum. Ayrıca bu sebepten dolayı bizi daha da zorlu saha dışı komplolarının beklediğini, yanılmayı isteyerek, öngördüğümü belirtmek istiyorum. 

 Sözün özü. Fenerbahçe Avrupa kupasında son 8’de, ligde şampiyonluk yolunda sonuna kadar gidecek gibi gözüküyor ve Türkiye kupasında devam eden tek büyük kulüp. Yani bu zamana kadar ki bütün engellemeler vız gelmiş tırs gitmiş sporcularımıza, teknik ekibimize ve yöneticilerimize. Bundan sonrası için işimiz daha da zor olacak. Şampiyonluklar veya finaller için insanüstü bir çaba sarfetmek farz oldu. Yani Fenerbahçe ve Fenerbahçe’li bir nevi SUPERMAN olmak zorunda.Gerçi  daha önce çok defa olduk ve yine olabiliriz. Buna olan inancım tam. Yolun her daim açık olsun FENERBAHÇE’M