21 Haziran 2011 Salı

5'te 5 Yapmak Bizim İçin Hiçbirşey....

Sezon sona erince, normal olarak her kulüp kendi doğrularını ve yanlışlarını masaya yatırır, geleceğin planlamasını yapar ve gerekli transferleri gerçekleştirmek için girişimlerde bulunmaya başlar. Yani diğer bir deyişle, şapkasını önüne koyar, düşünür, sonra da yeni sezon hazırlıklarına başlar. Ancak Fenerbahçe sezonu başarıyla bitirdiyse, araya küçük bir periyot daha eklenir ve sıralama şu şekilde gelişir. Sezon biter, Fenerbahçe'ye iftiralar, çamurlar atılır ve daha sonrasında sezona hazırlık dönemi başlar. Bu sene de Fenerbahçe'nin şampiyonluğu ile sona eren sezonun ardından, aynı periyotlar birbir yaşanmaya başladı, ancak 5 ana kulvarda şampiyon olunduğundanmı, yoksa karadeniz kulübünün hırçınlığındanmı bilinmez, bu sefer iftiraların şiddeti inanılmaz boyutta arttı, çiğleşti  ucuzlaştı ve sokaktaki çocuğun bile gülüp geçeceği tarzda bir hal aldı. Hakem ayarlamalarla başlayan iddialar, futbolcu transfer edilerek maç satın almaya, araya takım kaptanımızı sokup, mesajlarla akıl çelmelere kadar gitti. Hepsinin ne kadar yalan olduğu bilindiği halde, basında bunlara prim tanıyarak reytinglerini yükseltme çabasına girdi. Şükür ki hepsi yargıya taşındı bu sefer ve Fenerbahçe bu komik iddilardan herzaman ki gibi aklanacakken, belki bir ümit iftiracılarda yargıda cezasını bulacak. Tabi üstü örtülüp, birileri herzaman ki gibi özürle kapatmazsa konuyu. 

Gönül isterdi ki, bu sezonu anlatan yazıyı yazarken, hep güzel hikayelerden bahsedelim, açılışı şarkılarla, tezahuratlarla yapalım, ancak malum kişiler sağolsunlar, en helalinden 5'te 5'imizi bile zevkle kutlatmaz oldular. Ama isteselerde şampiyon olduk, istemeselerde. İki üç iftirayla ancak keyfimizi kaçırabilirler, ama bizi yolumuzdan asla döndüremezler. Hani sinek misali, sadece mide bulandırabilirler, yine de iki öğürmemiz geçince, biz sevdiğimiz yemeği yemeye devam ederiz, en keyiflisinden. Bu sezonda da tam olarak böyle yaptık. İftiralar keyfimizi kaçırsa da, midemizi bulandırsa da, tabaktaki yemeğimizin temizliğinden, lezzetinden emin olduğumuz için afiyetle yedik ve şimdi de yemek sonrası kahvelerimizi keyifle hüpürdetiyoruz. Hüpürdetirken de şapkasını önüne  koyan ve gelecek sezonun planlamasını yapan, hedeflerimizi daha üst çıtalara yükselten yönetimimizin yaptığı transferleri büyük bir keyifle izliyoruz. Gerçi bu transferler bizi sabırsızlandırmıyor da değil, adeta sporcularımıza haksızlık yapıp, tatil hiç yapmasınlar, hemen sahaya çıksınlar istiyoruz. Eminim bunun için birçok kişi de federasyona yürümeye hazırdır. Ama kızmasın sporcularımız, sebebi onlara eziyet olsun diye değil, onlari özlediğimiz için.

Gelecek sezon için şöyle bir bakacak olursak, bizi bu seneden daha zorlu bir dönem bekliyor. Her branşta şampiyonluk demek, her branşta Avrupa'nın bir numaralı kupalarında mücadele demek. Geçen sene bir çok Avrupa kupasında, sakatlıklar, iftiralar, şanssızlıklar ve yeni yapılanmalar nedeniyle şanssız sonuçlar elde etmiştik. Bir tek Sarı Meleklerimiz, olağanüstü bir performansla bize dünya şampiyonluğu hediye etmişti ve bu sene de daha azını bekliyor değiliz. Hatta bu sene bizi fazlasıyla şımartmaları nedeniyle, katıldıkları bütün kupaları onlardan istiyoruz, bir eksiğini bile başarı olarak görmüyoruz. Kraliçelerimiz ise, geçen sene final four'un favorisiyken, sene başında çıkan doping skandalı yüzünden büyük kan kaybetmişti ve malesef iki büyük eksiğiyle ancak ligde bizi mutlu sona ulaştırabildiler, ancak bu sene final four için herşey hazır ve umarım sakatlıksız eksiksiz bir dönem sonrası bir Avrupa kupasıda onlardan gelecektir. Potanın devleri henüz çok yorgun, daha birkaç gün oldu, kupayı müzemize getireli, ancak tam da ihtiyaç olunan bölgeye, iki yeni bomba transferi patlattı bile yönetimimiz. Varsın sporcularımız dinlensin ve kupanın keyfini çıkarsın, ama James Gist ve Bojan Bogdanovic'i izleme heyecanı bizleri şimdiden sardı. Ve beklentimiz bir final four'unda kendilerinden gelmesi. Erkek voleybolcularımız da şampiyonluk sonrası köşelerine çekildi ve yeni sezon için gün sayıyorlar, mevcut kadrodan mukavelelerin uzatıldığı haberleri açıkcası beni sevindirdi, eklenecek bir iki takviyeyle birlikte eminim büyük bir başarı da filenin krallarından gelecek. Ve tabiki olmazsa olmaz futbolumuz. Birçok badireye rağmen dimdik ayakta kalan futbol takımımız "Biz Bize Yeteriz" sloganlarıyla kupayı hakettiği yere getirdikten sonra, Kocaman Gururumuz tatil yapmadan işe koyuldu ve ligimizin en iyi en formda ve en karakterli 4 oyuncusunu kulübümüze kazandırdı. Bir iki dünya çapında takviyeyle ve geçen sene çok fazla faydalanamadığımız genç yıldızlarımızın sakatlıklarının da tam olarak düzelmesiyle, eminim bu sene  Avrupa'da ki büyüklerin korkulu rüyası olacağız, bir iki seneye de yanlarında ki yerini alacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın

Yeni hedeflerimize, yapılanmamıza bakınca, atılan iftiraların bile bizi yolumuzdan çevirmediğini, hatta kırbaç etkisi yaratarak, bizleri daha fazla çalışmaya ittiğini rahatlıkla görebiliyoruz. Bu sene Türkiye'de Fenerbahçe yılıydı, umarım seneye de Avrupa'da Fenerbahçe yılını kutlayacağız, tabi eğer aynı ciddiyetle ve özveriyle çalışmaya devam edersek. Bu sene bütün branşlarda, sabırla, özveriyle, hırsla çalışarak firesiz şekilde bir rekor kırdık ve belki de bunun eşi benzeri dünyada yok, ama inanın ki 5'te 5 yapmak bizim için daha hiçbirşey, esas bu istatistikler, Avrupa arenasında ortaya çıkınca, bakalım iftiracılar ve yardakçıları ne diyecek? Veya bakalım Avrupa'lı rakiplerimizde aynı çiğ iftiraları atmaya kalkacakmı, yoksa kabullenip alkışlamayımı tercih edecekler. Bunları inşallah ilerde hepberaber göreceğiz. İnanıyorum ki önümüzde ki yıllar bundan sonra hep bizim yılımız olacak, yeter ki taraftar herzaman ki gibi arkasında dursun takımının. Son olarak değerli rakiplerimize bir sözüm olacak. Bu sezonluk bizden bu kadar, sizlere tavsiyem bu tatili iyi değerlendirip, doğru yapılanmanızdır, çünkü gelecek sezon, sizleri bir öncekinden daha hırslı, kenetlenmiş ve daha da güçlenmiş bir Fenerbahçe bekliyor olacak. Herkese iyi tatiller.