SABRIN SONU SELAMET (2)
Son şampiyon olduğumuz 2010-2011 sezonuydu. Avrupa’dan elenmiş, Türkiye kupasında gruptan çıkma ihtimalini yitirmiş ve ligde liderden 9 ikinciden 4 puan geride devre arası kampına girmişti Fenerbahçe. Yine hoca Aykut Kocaman’dı. Henüz sezon başında, yeniden oluşturduğu bir takım vardı ortada. Tek tek bakıldığında oyuncuların hepsi muhteşem, ancak bir araya geldiğinde üzerlerinde adeta ölü toprağı var gibiydi. Her ne olduysa devre arası kampında oldu ve ikinci yarıya adeta bambaşka bir Fenerbahçe başladı. Mütevazilik etmeden söyleyeceğim. O ışığı gördüğüm an, bütün eleştirilere rağmen “Sabrın Sonu Selamet” başlıklı bir yazı yazmıştım ve takımın başarılı olacağını iddia etmiştim. Ve 17’de 16 galibiyetle takım beni haklı çıkartmıştı. Şimdi bir iddiada daha bulunarak yine “Sabrın Sonu Selamet” diyorum ve bu takımın bizleri yine sezon sonunda mutlu edeceğini iddia ediyorum. Hatta biraz daha ileri giderek, belki de bugüne kadar yaşamadığımız başarıları bu sezon yaşayacağımız öngörüsünde bulunuyorum.
2010-2011 sezonunun ilk yarısında Fenerbahçe’nin ligdeki durumu gerçekten kötü gözüküyordu. Şimdiki durumla kıyaslayınca, tek kulvarda yoluna devam eden, onda da, ilk yarı ki oyununa bakarak, umut vermeyen bir Fenerbahçe vardı. Ama birlik ve beraberlik, sonunda mutluluğu ve başarıyı getirdi. Oyuncuların özverisi, taraftarın desteği, teknik ekibin akıllı stratejisiyle birleşince başarı rekorlar kırarak geldi. Ve aklı selim herkesin ayakta alkışladığı bir şampiyonluk yılı olarak tarihe yazıldı. Bu sezonda, ligde o sezona benzer bir tablo var ortada. Aslında ligdeki puan farkı, o sezondan daha az, artı o sezonun aksine Fenerbahçe Avrupa’da ve Türkiye kupasında da yoluna başarılı sonuçlarla devam ediyor. Ancak ilk yarıda ki, zaman zaman durgun futbol, nedense malum kesim tarafından, bu başarılı tablonun önüne geçiriliyor ve taraftarla yönetimin arasını açma çabasında silah olarak kullanılyor. Yine de Fenerbahçe’li oyunculardan yönetime, teknik ekipten sağ duyulu taraftara kadar herkes bu oyunun farkına varmaya başladı ve gerekli önlemlerin alınması konusunda hemfikirler.
İşin futbol kısmına dönersek. Ligin ilk yarısında ki eksiklikler, devre arasında yeni transferlerle büyük ölçüde giderildi. Tanıdık oyuncularla kadronun güçlendirilmesi, transferlerin takıma uyum süreci yaşamadan katkı vermesini sağladı. Hatta bu katkı ilk iki maçta istatistiklere 2 asist 2 gol olarakta yansıdı. Daha da önemlisi transferlerin yapılmasılyla kadro derinliği ciddi şekilde sağlandı ve sezon başından beri alternatifsiz olupta bütün maçlarda oynayan futbolcular dinlenme fırsatı yakaladı. Bu da Avrupa'da son 16'ya kalan takımımızın, bundan sonra oynayacağı daha üst düzey maçlarda ve yer aldığı diğer iki kulvardaki başarısı içinde avantaj sağlayacaktır diye düşünüyorum. Ancak unutmamak gerekir ki, özellikle Türkiye'de ki mücadelemizde sadece saha içi etkenler olmayacaktır. Yanılmayı umarak yazdığım, hakem hataları(!), kırmızı kart skandalları ve saha kapatma cezaları da yolumuza çıkması muhtemel engeller olacaktır. Oyuncularımızın aşırı eforu dışında bunlarla mücadelenin başka bir yolu varmı bilmiyorum. Ancak hepsine rağmen bu sezonda her kulvardan alnımızın akıyla çıkacağımıza olan inancım tam.
Son olarak belirtmek istiyorum ki, her sezon olduğu gibi yine olağanüstü efor sarfetmemiz gereken bir döneme daha girdik. Bu yolda oyuncularımız, önce hocalarına sonra bizlere bir söz verdiler ve güçleri yettiğince mücadele edeceklerini söylediler. Bu şartlar altında bizim taraftarlar olarak yapmamız gereken tek şey, bu söze karşı onlara koşulsuzca destek vermek ve her fırsatta yanlarında olduğumuzu hissettirmektir. Sonuç belki bazı kulvarlarda hüsran olur, belki de inanılmaz başarılara imza atarız, bunu maçlar oynanmadan bilemeyiz. Ama Fenerbahçe’mize destek olursak, biliyorum ki olmayacağı bile oldururuz, bütün engelleri aşar sonunda mutlu sona ulaşırız. İlk yarı oyuncuların birbirine alışma süreciydi, sabrettik, şimdi artık hep beraber başarıyı elde etme zamanı. Koşulsuz destekle hedefe ulaşma zamanı. Biz Fenerbahçe taraftarı olarak yapacaklarımızı biliyoruz. Futbolcularımızda hazırsa Şampiyonluk Şarkıları başlasın. Yolun açık olsun Fenerbahçe’m...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder