10 Mayıs 2011 Salı

BÜYÜK VOLKAN


Bir takım, formdaysa, golcüleri gol atıyor, orta sahası iyi hücum organizasyonu yapıyor, defans oyuncuları çıkıp duran toplardan skora katkı sağlıyorsa, çok fazla bahsedilmez takımın gizli kahramanlarından. Hele ki O kişi, takımın kalesini koruyorsa, akıllara bile gelmez, Ondan bahsetmek. Bugüne kadar açıkçası, benim de aklımda yoktu Büyük Volkan'a özel, bir yazı yazmak. Ta ki Karabükspor sonrası basın açıklamasında, taraftarın hislerine tercüman olana kadar. Sorulan "Trabzon gol atınca Karabük tribünlerinde Trabzon lehine tezahuratlar oldu, bu takım içinde nasıl bir etki yarattı" sorusuna,  tam olarak şu sözleri sarfetti Büyük Volkan, basın açıklaması sırasında "Bizi kimin gol attığı ilgilendirmiyor, bizim herşey şu an elimizde, isterse on gol atsınlar, isterse tüm Türkiye trabzon diye bağırsın, BİZ FENERLİLER KENDİMİZE YETERİZ! İnşallahta sezon sonunda şampiyon olacağız." Tam da taraftarın hislerine tercüman olan bu sözler sonrası, takımına gönülden bağlı olan bu Büyük futbolcumuz hakkında bir yazı yazmazsam, hem O'na hem de bu duyguları yaşayan bütün Fenerbahçelilere haksızlık etmiş olurum diye düşündüm.

Henüz, camiamızdan içeri adım attığında gencecik, içi içine sığmayan, delikanlı bir çocuktu Volkan Demirel. Yapı olarak, gençliğinin de verdiği deli dolululukla, biraz agresif, biraz aceleci, ama cok fazla da çalışkan bir yapıya sahipti. Otoriteler(!), her nekadar, iri yapısından, aceleciliğinden, teknik eksikliğinden dolayı, bundan iyi bir kaleci olmaz deselerde, söylenenlere kulak asmadı Büyük Volkan ve sonunda O'na inanaları da hayal kırıklığına uğratmadı.

İlk kaleye düzenli geçmeye başladığı zamanlar, takımın birinci kalecisinin en formda döneminde sakatlandığı günlere denk gelir. Aslında bu durumdan hiçkimse hoşnut olmamıştı, çünkü takımı takip eden herkes, kalenin yetenekli, ama genç, delidolu, aceleci ve geri paslarda çok hata yapan bir kaleciye teslim edilmesini handikap olarak görüyordu, hele ki tam da kaleci yönünden hiçbir olumsuzluk, yokken. Aslında zaman zaman yaptığı hatalar, aceleci davranışlar, takımı sıkıntıya sokmadı da değil, ama her kalecinin tecrübe elde ederken yaşadığı olumsuzluklardı bunlar ve takımın önde gelenleri de bunun bilincinde olarak hep güvendiler Büyük Volkan'a ve her ne olursa olsun desteklediler genç kalecimizi. Ve Büyük Volkan'ımız da bugünlere geldi.


Şu an Allah nazarlardan korusun, Fenerbahçe'miz çok güzel top oynuyor, taşlar birbir yerli yerine oturtuldu ve şampiyonluğun en büyük adayı haline geldik. Hücum oyuncularımız formda, defans oyuncularımız daha fazla skora etki ediyorlar ve hücuma daha fazla destek oluyor, haliyle haklı olarak ta daha fazla övgü alıp, isimlerinden daha fazla söz ettiriyorlar. Ancak bunları yapmalarının altında ki en büyük etkenin de kaleciye olan güven olduğunu  futboldan azıcık anlayan ki şilerde biliyorlardır. Lugano atağa çıkıp skora etki ediyorsa, Yobo önlibero görevini üstlenip atağa hazırlıyorsa takımı, hepsi Volkan'a olan güvenden dolayıdır, yoksa ömür billah mevkilerini terkedemezlerdi. 


Sonuç olarak, Büyük Volkan, sadece cüssesinden dolayı Büyük olmamıştır, kişiliği, iyi aile yaşantısı, takımdaşlık duygusunun yüksek olması, tekniği, çalışkanlığı, gençlere örnek oluşuyla Büyük sıfatını kazanmıştır. Onu eldivenleriyle gören dostun güven kaynağı, rakibinse ümitsizliği olmuştur her zaman Volkan. Ve en önemlisi, düşündüğünu Fenerbahçe delikanlılığıyla, kimseden çekinmeden söylemesi O'nun adam gibi adam olduğunun ispatıdır. Eminim ki Volkan ömrü boyunca bu forma için terini akıtacak, çalışacak ve yeni pırıl pırıl kaleciler yetismesini sağlayacak çok az insandan biridir bu camia da. Ve Volkan İyi ki Varsın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder